-İşveren: Aman Uzman Bey, Bana masraf çıkarma.
Çalışan: Baret takmayana ‘ Niye Baret takmıyorsun?’ dendiğinde ‘Başımı terletiyor’, Çelik Burunlu Ayakkabı giymeyene ‘Niçin Çelik Burunlu Ayakkabı giymiyorsun?’ dendiğinde, ‘Ayağımı sıkıyor.’ Toz işinde çalışana ‘Niçin maske takmıyorsun?’ dendiğinde ‘Nefes alamıyorum. Nefes darlığı var.’Kurumsal olarak 2013’ten itibaren ülkemizde iş sektöründe uygulanmaya çalışılan İş Sağlığı ve Güvenliği hususunda alınacak çok uzun yol var.Her şeyin iki yönü vardır. Biri doğrusu. İkincisi gerçeği. İş Sağlığı ve Güvenliği doğru olan daha doğrusu kitabi olan şudur:İş Güvenliği: Çalışanları iş kazalarına uğramalarını önlemek amacı ile güvenli çalışma ortamı oluşturmak için alınması gereken tedbirler dizisidir. Bu işin doğrusu.Bu tanımı Türkiye’de uygulamaya kalkar isek karşımıza iç açıcı bir tablo çıkıyor. İş kazalarında Dünyada üçüncü, Avrupa’da ise birinci. Bu da işin gerçeği.Avrupa Birliği parametrelerine uymak amacıyla ülkemizde Çok Tehlikeli ve Tehlikeli işyerlerinde mecburi olarak İş Sağlığı ve Güvenliği hizmeti veriliyor. Verilen hizmet hedefine uygun olarak verilebiliyor mu? O ayrı bir tartışma mevzuu.Aile,Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanlığı, büyük yükü OSGB ve İSGB’lere devrederek sadece onları denetleme ile kalıyor. Bir türlü ‘Gelişmekte Olan Ülke’ statüsünden çıkamıyoruz. İleri Gelişmiş Demokratik ülkelere yetişmemiz için birçok handikaplarla karşı karşıya kalıyoruz.İş Güvenliği Uzmanlarının dolaylı şekilde işverenden maaş almaları...İş Güvenliği Uzmanlarının dolaylı şekilde işverenden maaş almaları yaptırım güçlerini zayıflatıyor. İşveren ‘ Aman Uzman Bey! Bana masraf çıkarma!’ deyip dostlar pazarda görsün misali ‘Denetimini yap, Tespit ve Öneri Defteri’ne de beni üzecek bir şey yazma! Allah Kerim !’ diyorlar.Baret takmayana ‘ Niye Baret takmıyorsun?’ dendiğinde ‘Başımı terletiyor’...Çalışanlara gelince.. Onlar ayrı alem. Eğitimde maksat; davranış değişikliğidir. İş Sağlığı ve Güvenliği Temel Eğitimi’nde Kişisel Koruyucı kullandırmak ne kadar da zormuş! Baret takmayana ‘ Niye Baret takmıyorsun?’ dendiğinde ‘Başımı terletiyor’, Çelik Burunlu Ayakkabı giymeyene ‘Niçin Çelik Burunlu Ayakkabı giymiyorsun?’ dendiğinde, ‘Ayağımı sıkıyor.’ Toz işinde çalışana ‘Niçin maske takmıyorsun?’ dendiğinde ‘Nefes alamıyorum. Nefes darlığı var.’ Deyip mazeret edebiyatına sığınıyorlar.Bu ahval ve şerait altında Türkiye’de kitabına uygun İş Sağlığı ve Güvenliği oluşturmak şimdilik zor. Ama ümitsiz değilim. Dünya değişiyor. Türkiye de değişecektir.Sinan Baba - İş Güvenliği Uzmanı
Çalışan: Baret takmayana ‘ Niye Baret takmıyorsun?’ dendiğinde ‘Başımı terletiyor’, Çelik Burunlu Ayakkabı giymeyene ‘Niçin Çelik Burunlu Ayakkabı giymiyorsun?’ dendiğinde, ‘Ayağımı sıkıyor.’ Toz işinde çalışana ‘Niçin maske takmıyorsun?’ dendiğinde ‘Nefes alamıyorum. Nefes darlığı var.’Kurumsal olarak 2013’ten itibaren ülkemizde iş sektöründe uygulanmaya çalışılan İş Sağlığı ve Güvenliği hususunda alınacak çok uzun yol var.Her şeyin iki yönü vardır. Biri doğrusu. İkincisi gerçeği. İş Sağlığı ve Güvenliği doğru olan daha doğrusu kitabi olan şudur:İş Güvenliği: Çalışanları iş kazalarına uğramalarını önlemek amacı ile güvenli çalışma ortamı oluşturmak için alınması gereken tedbirler dizisidir. Bu işin doğrusu.Bu tanımı Türkiye’de uygulamaya kalkar isek karşımıza iç açıcı bir tablo çıkıyor. İş kazalarında Dünyada üçüncü, Avrupa’da ise birinci. Bu da işin gerçeği.Avrupa Birliği parametrelerine uymak amacıyla ülkemizde Çok Tehlikeli ve Tehlikeli işyerlerinde mecburi olarak İş Sağlığı ve Güvenliği hizmeti veriliyor. Verilen hizmet hedefine uygun olarak verilebiliyor mu? O ayrı bir tartışma mevzuu.Aile,Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanlığı, büyük yükü OSGB ve İSGB’lere devrederek sadece onları denetleme ile kalıyor. Bir türlü ‘Gelişmekte Olan Ülke’ statüsünden çıkamıyoruz. İleri Gelişmiş Demokratik ülkelere yetişmemiz için birçok handikaplarla karşı karşıya kalıyoruz.İş Güvenliği Uzmanlarının dolaylı şekilde işverenden maaş almaları...İş Güvenliği Uzmanlarının dolaylı şekilde işverenden maaş almaları yaptırım güçlerini zayıflatıyor. İşveren ‘ Aman Uzman Bey! Bana masraf çıkarma!’ deyip dostlar pazarda görsün misali ‘Denetimini yap, Tespit ve Öneri Defteri’ne de beni üzecek bir şey yazma! Allah Kerim !’ diyorlar.Baret takmayana ‘ Niye Baret takmıyorsun?’ dendiğinde ‘Başımı terletiyor’...Çalışanlara gelince.. Onlar ayrı alem. Eğitimde maksat; davranış değişikliğidir. İş Sağlığı ve Güvenliği Temel Eğitimi’nde Kişisel Koruyucı kullandırmak ne kadar da zormuş! Baret takmayana ‘ Niye Baret takmıyorsun?’ dendiğinde ‘Başımı terletiyor’, Çelik Burunlu Ayakkabı giymeyene ‘Niçin Çelik Burunlu Ayakkabı giymiyorsun?’ dendiğinde, ‘Ayağımı sıkıyor.’ Toz işinde çalışana ‘Niçin maske takmıyorsun?’ dendiğinde ‘Nefes alamıyorum. Nefes darlığı var.’ Deyip mazeret edebiyatına sığınıyorlar.Bu ahval ve şerait altında Türkiye’de kitabına uygun İş Sağlığı ve Güvenliği oluşturmak şimdilik zor. Ama ümitsiz değilim. Dünya değişiyor. Türkiye de değişecektir.Sinan Baba - İş Güvenliği Uzmanı